Hümeyra KAYA
Yüzyıllardır aynı hızla aynı vakarla dönen yaşlı dünyamız, üzerinde gittikçe artan yükle birlikte daha kim bilir kaç yüzyıl dönmeye devam edecek. Bu koca yaşına kadar neler gördü neler geçirdi bizim bildiklerimiz, duyduklarımız dışında bilinmez tabii ama keşke ağzı dili olsa konuşsa da öğrensek demeden geçemiyorum.
Konuşsa da bu güne kadar özel hayatın mahremiyetini gözler önüne sermeye, soytarılığa, şaklabanlığa, fütursuz hareketlere, seviyesizliğe, bayağılığa, … (kusura bakmayın bu kelimeleri art arda sıraladığım için) bu kadar pirim verilip, mantığın, bilimin sanatın, edebiyatın, felsefenin… bu kadar hor görülüp, değersizleştirildiği bir dönem olmuş mu, olmuşsa o dönemin sonu nasıl bir hezimetle bitmiş sormak isterdim.
Evet kızgınım… Bu satırları yazmak için belki daha erken de karar verirdim ama bazen bardağı taşıran o son damlayı bekliyor belki de insan. Dün önüme bir gazete yazısı düştü. Sinema ve televizyon dünyasından tanıdığımız bir zamanların meşhur bir zatının sosyal medya mecralarında dil çıkarıp, şaklabanlık yapıp üstelik yaptığı saçma sapan hareketlerle yüzbinlerce izlenme alıp fenomen olduğunu ve bunun karşılığında milyonlarca lira para kazandığını okuyunca sanırım bendeki bardak da taştı.
Biz ne zaman böyle olduk? İnsanlık ne zaman bu hale geldi? Sosyal medya insanlığı ne zaman bu kadar bayağılaştırdı? İnsanlık cehalete prim vermeye ne zaman bu kadar hızla çanak tutup bu pespayeliğe geçiş yaptı?
Açın bakın, anlamlı bir yazıyı kaç kişi okuyup beğen yapıyor, anlamlı, verimli sanatsal veya bilimsel bir videoyu kaç kişi beğeniyor; abuk sabuk davranan bir kişiyi kaç kişi izleyip beğeniyor? Belki birçoğunuz benim gibi farkındadır bu durumun. Bakmayın bugün böyle yazdığıma elbette ben de uzun zamandır farkındayım… Bu satırları yazarken ne kadar okunduğuma bakarak bile anlayabiliyorum durumun vahametini. Bugün bu yazıyı okuyup bana hak verenler zaten o abuk sabuk sosyal mecralarda dolaşmayan insanlar olacaktır, onu da biliyorum.
Ve yine biliyorum ki o büyük çoğunluk zaten kapitalizmin çarklarına takılıp uzun zamandır dönen, dönerken de tüm gerçekliğini yitiren insanlardan oluşuyor. Para kazanmak için ruhunu satan, insanlığını, kimliğini benliğini yitiren insanlardan. Ve onları izlemek suretiyle cahil kurnazlığı yapan bu insanlara para kazandırırken kendi sıkıntı içinde olan cahil insanlara acımaktan öte bir şey yapamadığımız için de üzülüyorum.
İnsanların sosyal medya fenomeni olmak için kendi yaptıkları maskaralıkları ve hatta ötesine geçip küçücük çocuklarını bile kullanarak onların videoları üzerinden rant sağlamaya çalıştıklarını görünce, ileriki yıllarda mücadele etmek zorunda kalacağımız ciddi bir sorunun ayak seslerini işittiğimizi de görebiliyorum.
Ve ister inanın ister inanmayın yeniçağın hastalığı ne Corona ne başka bir virüs olacak. Yeni çağın hastalığı onca yıl okuyup kafa patlatıp da doktor, mühendisi olacağıma kolay yoldan para kazanayım diyen gençlerimizin ve çocuklarımızın “O kadar uğraştım da fenomen olamadım!” diyerek girdikleri depresyonlar, psikolojik bunalımlar olacak ne yazık ki.
Umarım ben yanılıyorumdur!
Esen kalın…
Hümeyra Kaya